Akpınar, “Kıbrıs çözüm sürecinde yaşanan son gelişmeleri” değerlendirdiği yazılı açıklamasında , “Güney Kıbrıs’ın, yıllardır Kıbrıs Türkü’nün yükseköğretim alanındaki varlığını ortadan kaldırmaya yönelik başlattığı diplomatik savaşın ardından, şimdi de emlak ve turizm sektörlerine yönelik psikolojik savaş yöntemlerine yöneldiğini” belirtti. Akpınar, bu girişimleri, Kıbrıs Türkü’nün kendi egemen sınırları içerisinde varlığını sürdürme mücadelesine yönelik “fiili tecrit uygulama girişimi” olarak değerlendirdi.
Kıbrıs Türkü’nün yıllardır izolasyon ve ambargolar altında tutulmaya çalışıldığını ve bugün “en acımasız psikolojik savaş yöntemlerinin” devreye sokulduğunu ifade eden, Akpınar, “KKTC’nin sektörel varlığını yok etme girişimlerinin ardından, Güney Kıbrıs’ın Kıbrıs Türk iş insanlarını, bilim insanlarını ve halk arasından seçilmiş kişileri hedef almaya başladığı, bu kişilerin, AB ya da dünyanın herhangi bir yerinde olsa bile Güney Kıbrıs sınırları içerisinde tutuklanmaları için hazırlıkların yapıldığını” söyledi.
Sürecin, gerek basın gerekse sosyal medya üzerinden devam ettirildiğini belirten Akpınar, "Güney Kıbrıs’ın Kıbrıs Türkü’nün yetiştirdiği başarılı insanları ve KKTC’de yatırım yapmış uluslararası yatırımcıları hedef almasına karşı, KKTC’nin tüm iç ve dış siyasi gücüyle, Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte çok ciddi bir hukuk mücadelesi başlatması gerekmektedir," dedi. Akpınar ayrıca, yaşanan insani ve maddi kayıplar için İnsan Hakları Mahkemesi'nde tazminat davaları açılması gerektiğini ifade etti.
Akpınar, “Güney Kıbrıs’ın başlattığı psikolojik harekâta karşı provokatif psikolojik harekâtın başlatılmasının kaçınılmaz olduğu” görüşünü belirttiği açıklamasında, “BM nezdinde çözüm sürecinin ilerletilmemesinin, Güney Kıbrıs’ın tezleri dışında bir çözüm sürecine girilemeyeceğinin göstergesi olduğunu; KKTC’nin Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte egemenlik hakları çerçevesinde, uluslararası hukuk mücadelesini Güney Kıbrıs’a karşı başlatması gerektiğini” kaydetti.