Bakan Arıklı, Atatürk’ün “Türk Birliğini görüyor ve ona inanıyorum” sözüne atıfta bulunarak, SSCB’nin dağılması sonrası katıldığı etkinliklerde Türk Cumhuriyetleri arasındaki dil farklılıkları nedeniyle iletişim dili olarak Rusçanın kullanılmasının üzücü olduğunu ifade etti.
Arıklı, 1992 yılında Antalya’da düzenlenen Türk Kurultayı’ndan bu yana Türk Dünyası için ortak alfabe ihtiyacının vurgulandığını belirtti. Ancak, Rusya’nın her Türk Cumhuriyeti’ne farklı Kiril alfabeleri dayatması sonucu bu alanda ilerleme kaydedilemediğini vurguladı. Ortak alfabe için yapılan çalışmalar sonucunda Türk dil bilimcilerinin 34 harften oluşan bir alfabe belirlediğini ve bunun siyasi kararının yakın zamanda alındığını duyurdu.
Ortak Alfabe Tartışmaları “Çarşı’da” Tepki Çekti
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ortak alfabeye geçmeye hazır olduğunu açıklamasının ardından gelen tepkilere değinen Arıklı, “Çarşı, Ortak Alfabeye de Karşı” ifadesini kullanarak tepkilere eleştirel bir dille yanıt verdi. “Çarşı neye karşıysa o işte bir hayır vardır” diyerek ortak alfabenin Türk Dünyası için önemli bir adım olduğunun altını çizdi.
Bakan Arıklı, ortak alfabenin zorunlu bir değişiklik getirmeyeceğini, isteyenlerin yazı dilinde mevcut Türkiye alfabesine eklenen 5 yeni harfi kullanabileceğini belirtti. Ortak alfabe çalışmasının esas amacının ise Kazak, Kırgız, Özbek ve Türkmenlerin Latin alfabesine geçişini hızlandırmak olduğunu söyledi. Arıklı, “Adriyatik’ten Çin Seddi’ne kadar yaklaşık 14 milyon kilometrekarede yaşayan 200 milyon Türk’ün ortak alfabe ve dilde buluşması hedefleniyor,” ifadelerini kullanarak, Türk Dünyası arasında iletişimin güçlenmesine vurgu yaptı.