Demokrat Parti (DP) eski genel başkanı ve deneyimli siyasetçi Serdar Denktaş, katıldığı bir programda gündeme ilişkin açıklamalar yaptı.
Denktaş, ülkedeki ayrışmanın, birlikten uzaklaşmanın bir lider boşluğundan kaynaklandığı dile getirerek, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın liderliğinin çok ender olduğunu, kendisinin hem Türkiye’den hem de diğer yabancı muhataplarından da oldukça saygı gören bir lider olduğunu söyledi.
“Geleceğinizle ilgili bir hayalinizin, bir amacınızın olmanız lazım” diyen Denktaş, açıklamasına şöyle devam etti:
“Yaptığınız işe hakim olmanız lazım, Kıbrıs sorununa hakim olmanız lazım, Kıbrıs halkının isteklerine hakim olmanız lazım ve önce kendi insanınız tarafından saygı duyulan bir pozisyona gelmeniz lazım. Bu şu anda yok. Biz kendi içimizde o saygıyı gösteremezken, başkasından o saygıyı bekleyemeyiz.”
Denktaş, Güney Kıbrıs’ı artık bir komşu olarak gördüğünü ve geçmişe saplanarak yaşamamak gerektiğini belirterek, siyasi ilişkilerden önce ekonomik ilişkilerin kurulması gerektiğini, iyi siyasi ilişkilerin iyi ekonomik ilişkilerden geçtiğini vurguladı.
“İSYAN EDİYORUM”
Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’ın anıt mezarının olduğu bölgenin geldiği duruma ve müze binası olarak inşa edilen fakat şu anda atıl kalan binanın amacına uygun değerlendirilmemesine de tepki gösteren Denktaş, “Bu ülkenin kurucu Cumhurbaşkanı’nın anıt mezarının ve tarihimizi yaşatma amaçlı yapılan müze binasının böyle atıl halde bırakılmasına isyan ediyorum” dedi, Gönyeli-Alayköy Belediye Başkanı Hüseyin Amcaoğlu’na teşekkür etti.
Denktaş, “Orası bizim özel aile mezarlığımızmış gibi davranılıyor. Orası bu devletin malı, kurucusunun yattığı bir yer, devlet ilgilenmeli. Elimizde müze olmayı bekleyen koca bir tarih var ve Denktaş’ın yarım asırlık arşivi artık çürüyor, yok oluyor. Öğrenciler, gençler için orada çalışma alanları yaptık bilgisayarlarda oraya gelip çalışmalarını yapabileceklerdi. Hepsi atıldı çürüyor, isyan ediyorum ama isyanı dinleyen yok” ifadelerini kullandı.
“ADADAKİ VARLIĞIMIZ TÜRKİYE İÇİN ÖNEMLİDİR”
Akdeniz’deki yer altı kaynaklarının bölgeye olan ilgiyi arttırdığını, bununda bölgede birtakım risklere neden olduğunu belirten Denktaş, “Doğu Akdeniz’de bir hidrokarbon zenginliği olduğu biliniyor. Türkiye’nin Akdeniz’e en geniş sahili olan ülke olarak söz hakkı elbette vardır ama Kıbrıs Türkleri’nin adadaki varlığı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin varlığı, Türkiye’nin ada ve ada etrafındaki haklarını da koruyan bir unsurdur” diye konuştu.