Aytuğ Türkkan'ın köşe yazısı...
Son dönemde şiddet suçlarındaki artışın nedenleri konusunda söz söylemek en başta sosyologların işi olmakla beraber, hepimizi rahatsız eden bu konuyla ilgili tespitleri kaleme dökmek sanırım ukalalık olmaz..
Zira öyle suçlar görüyoruz ki; burada devletin otorite eksikliği çok net ortada.. Yani, suça meyilli kişi, “ne de olsa bir şey olmaz” mantığıyla fütursuzca hareket edebilme yetkisini kendinde bulabiliyor.
Bir önceki makalemde kaleme aldığım “yasaların yetersizliği” konusu burada da karşımıza çıkıyor.. İşte o nedenledir ki bu yasalar güncellenmeli, denetim mekanizmaları çalıştırılmalı, kısaca devlet otoritesini burada yaşayan herkese hissettirmelidir. Devletin kaçağa/ suçluya gücünü, kendi vatandaşına da güven hissini yaratacak yapılanmayı bir an önce sağlanması elzemdir!..
Bir günde mahkemelere yansıyan haberlere baktığımız zaman bu küçücük ada için bunlar çok fazla diye düşünmemiz gayet doğaldır!
İşte bir örnek ile başlayalım.. 21 yaşındaki ehliyetsiz sürücü trafik polisinin üzerine araç sürüyor.. Ne cesaret ama değil mi? Polisi ezse ölümüne neden olsa ki olabilir.. Ama bunu düşünmüyor bile.. “Ne olacak canım” diyerek bu eylemi yapabilecek cesarete sahip! Yaş 21 ve ehliyet yok.. Bugüne kadar da böyle devam etmiş… Umursamamış bile.. Yakalansa ne olacak ki?
Polisin denetimlerinde 10’larca kaçak ya da ikamet izinsiz kişi tespit edilmiş.. Polis o denetimi yapmasa bulunamayacaklar.. Ya bir suç işleyecek, ya da bu tip yapılan denetimlerde ortaya çıkacak!.. Kaçak yaşasa da bir şey olmuyor zaten..
Peki kişiyi kaçak durumuna düşüren işverene ne demeli? Umurunda bile değil, ne de olsa başlarına bir iş gelmiyor.. İnsanları açlığa terk edebiliyorlar ama onlara hiçbir ceza kesilmiyor!
Maalesef bunlar gerçeklerimiz.. Sistemsizliğimiz yarattığı durum bu!
Ya mafyacılık oynayan tiplere ne demeli… 4 kişi kendilerini polise şikayet etmiş diye bir adamı kaçırıyor, darp ediyor, zorla kadın kıyafeti giydirip videoya alıyor.. Yetmedi şantaj yapıp para talep ediyor..
Bu nedir arkadaş? Bu nasıl bir cesarettir.. Bunlar sırf polise şikayet ettiği için başına geliyor o kişinin.. Çünkü devlet vatandaşı koruyamıyor..
Eşkıya gibi hareket edebiliyorlar çünkü biliyorlar ki başlarına çok da önemli bir şey gelmeyecek.. Ya teminat ya da birkaç ay yatıp çıkacaklar… Zaten yakıp çıktın mı bu alemde popülariten artıyor.. İşlerine de geliyor yani.. Hele bir tanesi mahkemeye çıkarken kameralara zafer işareti yapıp gülümseyecek kadar kendinden emin… Çünkü bu sistemde suç işlediği için itibar kazanıyor!
Örnekler bitmek bilmiyor..
Bir başkaları açık panjurdan eve giriyor, ev sahiplerini iple bağlayıp darp ediyor.. Kıymetli eşyalarını çalıyor.. O kadar gözü dönmüş ki; cebinde para da yok.. Yan taraftaki işçi yatı evine dalıyor.. Yahu işçi yatı evi, orada ne bulacaksın ki? Oradaki işçileri de bağlıyor, ceplerindeki birkaç kuruş parayı çalıyor.. Hatta atlet ve çoraplarını dahi alıyor.. O kadar yani.. Çünkü cepleri boş…
Hiç çekinmiyorlar.. Devlet korkusu yok…
Yukarda bahsi geçen örneklerdeki tüm zanlılar ülkede kaçak olarak var olan insanlar!
Ceplerinde bıçaklar aramızda geziyorlar… Mutlaka bir gün bize de ihale kalacaktır.. Ya da sevdiklerimize…
Olacak iş değil.. Bir avuç yerde yaşıyoruz, çok rahat bir şekilde bu suçlar minimize edilebilir..
Polis, hükümet ve belediyeler kol kola girer ve bu adayı suçtan temizler.. Hiç de zor bir iş değil bu!
Kulaklarından tuttuğunuz gibi memleketlerine göndereceksiniz, bu iş de temize havale edilecek..
İstenirse yapılır…
Yol haritası belli..
Niyetini ortaya koy, yasalarını güncelle, denetimi artır..