Aslen Samsunlu olan ancak İstanbul'da yaşayan Tuğba Canım, 6 yıl önce evlenerek Trabzon'a yerleşti.

Arsin ilçesindeki Organize Sanayi Bölgesi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde Türk dili ve edebiyatı öğretmeni olarak görev yapan Canım, Trabzon ve çevresinde kullanılan kelimeleri araştırmaya karar verdi.

Bu kapsamda 4006 TÜBİTAK Bilim Fuarları Destekleme Programına başvuran Canım, projesinin onaylanmasıyla belirlediği öğrencilerle çalışmaya başladı.

Canım ve 10. sınıf öğrencileri Asiye Keskin, Utku Yılmaz ve Ahmet Saner Çağılcı, bir yıl süren çalışmayla yöre halkının günlük hayatta kullandığı serender (hububatın konulduğu, direklerin üzerine yapılmış depo), rahna (örümcek), ayguri (kestirme yol), ander (işe yaramaz, değersiz, hayırsız gibi olumsuz anlamlarda kullanılır), peşkir (havlu), peşgü (fırın, soba), kukul (şapka) gibi kelimelerin anlamlarıyla yer aldığı "Trabzon Ağzı Sözlüğü"nü hazırladı.

Sergilenmek üzere bir adet basılan 204 sayfalık sözlükte, 200 kelimenin yanı sıra Trabzonspor'un marşları da yer alıyor.

35 yaşındaki Tuğba Canım, 6 yıl önce evlenerek geldiği kentte yöre halkının günlük hayatta kullandığı kelimeleri anlamakta güçlük çektiğini söyledi.

Yöresel kelimeleri gençliğe aktarmak, yaşatmak ve gençler ile yaşlılar arasındaki diyaloğu geliştirmek için yola çıktıklarını belirten Canım, 4006 TÜBİTAK Bilim Fuarları Destekleme Programına başvuruları kabul edildikten sonra proje çalışmalarına başladıklarını anlattı.

"Yeri geldi köy köy gezdik, babaannelerle dedelerle konuştuk"

Tuğba öğretmen, öğrencilerinin projede çok başarılı olduğunu ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu süreçte çocuklarımızla çok eğlendik. Yeri geldi köy köy gezdik, babaannelerle dedelerle konuştuk. Okulumuzun Trabzonlu öğretmenleri ve çalışanlarından yararlandık. Öğrencilerim kalemlerini, kağıtlarını alıp köylere giderek büyükannelerinden, büyükbabalarından kelimeler öğrendi. Onlar da çok eğlenmişler. Hatta TÜBİTAK projeleri kapsamında açtığımız sergiye gelen bir öğrencimizin babaannesi 'Bu benim kitabım mı?' diye bahsetti. Büyükler kelimeyi söylüyor, öğrenci yazıyor, aile meclisine gidiyor ya da köy kahvesine gidiyor, aynı şekilde sözcükleri alıyor, yazıyor. Bu şekilde devam ettik, hatta tartışmalara sebep olduk, 'Bizim köyde bu kelime söylenir, söylenmez.' diye. Gayet eğlenceli bir çalışma olduğunu düşünüyorum."

Proje sayesinde çocukların büyükleriyle kaynaştığını, aynı zamanda yeni nesillerin kelimeler öğreneceği sözlük oluşturduklarını dile getiren Canım, "Dışarıdan gelenler için çok iyi bir el kitabı diyebiliriz, burada yaşayanların bile çok ilgisini çekiyor. Sözlükte kendi kelimelerini görmek, genç, yaşlı herkesi çok mutlu ediyor. Projenin bu kadar tutulacağını bilseydim okulun bütün öğrencileriyle yapmak isterdim. Sözlük çıktıktan sonra öğrencilerin de hiç beklemediğim şekilde ilgisini çekti. Bu tür kelimelerle ilgilenmeleri beni çok mutlu etti." diye konuştu.

Canım, bazı sözcüklere karekod eklediklerini kaydederek, destek veren Milli Eğitim Bakanlığına, öğrencilerine ve emeği geçen herkese teşekkür etti.

"Büyüklerimize danıştığımız için onlar da mutlu oldu"

Projede yer alan öğrencilerden Ahmet Saner Çağılcı ise büyüklerinden yeni kelimeler öğrendiğini, çalışma sırasında çok eğlendiklerini söyledi.

Farklı bir deneyim yaşadıklarını vurgulayan Çağılcı, "Büyüklerimize danıştığımız için onlar da mutlu oldu. İlk duyduğumda ben de kelimelere çok şaşırmıştım. Yaşlıların yanında durdukça daha çok aklıma kazındı. Köyde babaannemden öğrendim ama 60-70 yaş üstü dedelerden, amcalardan da öğrendim." dedi.

Asiye Keskin'in 90 yaşındaki babaannesi Ayşe Keskin de torununun proje hakkında kendisine bilgi verdiğini anlatarak, "Günlük hayatta bu kelimeleri konuşuyoruz ve biz bunların içinde yaşıyoruz." ifadesini kullandı.