UBP Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu’nun konuyla ilgili açıklaması şöyle:

Rum Lider Nikos Hristodulidis’in kendi ülkesine yatırım çekme amacıyla gittiği ABD’de yürüttüğü temasların kendi kamuoyunda ilgi görmemesi nedeniyle, konuyu dönüp dolaşıp Kıbrıs Sorunu ve Türkiye’ye getirmesini trajikomik bir durum olarak nitelendiriyoruz.

Son olarak Türkiye’ye çağrı yapması ve  “Eğer Türkiye de hazırsa, adanın kuzey batısındaki deniz yetki alanlarının belirlenmesi için görüşebiliriz” demesini de beyhude bir çaba olarak yorumluyoruz.

Öncelikle, Rum Tarafı’nın, Kıbrıs Adası ile paylaşımda, muhatabının Kıbrıs Türk Tarafı olduğunu hatırlatmakta fayda görüyoruz.

Her platformda, ayaküstü sohbeti diplomasi zaferi diye tutturmaya çalışan Rum Liderin, bu açıklamasının da bir anlamı olmadığı aşikardır.

KKTC, Anavatan Türkiye ile birlikte Doğu Akdeniz’deki hak ve menfaatleri koruma noktasında geri adım atmayacaktır.

Hatırlanacağı gibi, gerek 3. Cumhurbaşkanı Eroğlu ve 4. Cumhurbaşkanı Akıncı döneminde, Doğu Akdeniz’de petrol arama işlerinde müzakere masalarında bizim tarafımızdan Güney Kıbrıs’a iş birliği önerilerinde bulunulmuştur.

Türkiye Dışişleri bakanlığı  bu konuda enerji konferansı önerisi yapmıştır.

Gelgelelim, Güney Kıbrıs hiçbirine yaklaşmamış ve kendilerinin adanın tek hakimi olduklarını iddia etmeye devam etmişlerdir. 

“ Adanın tek egemeni benim, bir gün çözüm olursa size payınızı veririm” anlayışından vazgeçemeyen Rum Tarafı’nın sözde diyalog gösterilerine kamuoyunun karnı toktur.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar müzakere masasından hiçbir zaman kaçmamış, iki halkın menfaatine olacak şekilde iki devletin işbirliği için samimi çabasına devam edecektir .

Soyer: Küçük bir toplumuz ama büyük bir yüreğimiz var Soyer: Küçük bir toplumuz ama büyük bir yüreğimiz var

Rum Liderin, paylaşım samimiyeti ise, öncelikle ara bölgedeki elektrik projesi , yeni sınır kapılarının açılması ve işbirliği modellerini benimsemesi ile belli olacaktır.