Fileleftheros “Lefkoşa’nın Genel Sekreter’e ‘Talep’ Mektubu… Başkan Hristodulidis Yemekten Önce Tedbirli Hareket Etti… Kırmızı Çizgilerini Zamanında Belirledi… Mektubun İçeriğini Açıklıyoruz” başlık ve spotlarıyla manşete çektiği haberinde, Hristodulidis’in mektubunun içeriğini aktardı.

Mektubunda “BM kararlarına dayalı bir çerçevenin temel unsurlarını yazarak Kıbrıs sorununda yeni bir prosedürdeki taleplerini belirlediğini” yazan gazete, Hristodulidis’in bu şekilde, Kıbrıs Türk tarafının, peşinen KKTC’nin tanınması ve Rum yönetimi ile eşitlenmesi ısrarına karşı “önlem” aldığını yazdı.

Trodos'a ilk kar düştü! Trodos'a ilk kar düştü!

Habere göre 7 Ekim tarihli mektupta Hristodulidis, davet için teşekkür ettikten sonra Guterres’e “bir müzakerenin çerçevesini” çizdi.

Hristodulidis “sürekli kötüleştiğini” öne sürdüğü Ada’daki fiili durum, uluslararası jeopolitik görüntü ile bölgede güvenlik, barış ve istikrara yönelik artan meydan okumalar nedeniyle müzakere prosedürünün, “ilgili Güvenlik Konseyi kararlarıyla belirlenen zeminde yeniden canlandırılmasının daha da kritik hale geldiği” görüşünü ortaya koydu.

İlgili kararlarda çözüm şeklinin “bağımsızlığı ve toprak bütünlüğü tesis edilmiş, üniter egemenlik, üniter vatandaşlık ve üniter uluslararası temsiliyet” olarak öngörüldüğü belirtilen mektupta, “böyle bir çözümde başka bir ülkeyle tamamen ya da kısmen birleşmenin veya herhangi bir bölünme veya ayrılığın dışarıda bırakılması gerektiği” kaydedildi.

Hristodulidis, Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerine de yer verdiği mektubunda Guterres’e, TC-AB ilişkileri çerçevesinde, bütün müdahiller için kazan-kazan koşulların yaratma çabalarının devam etmesi gereği görüşüne yer vererek Türk ve Kıbrıs Türk tarafında aynı “yapıcı ruh olmasının önemine” işaret etti.

Hristodulidis, çözüm yönünde, 2017’de Crans Montana’da zirve yapan önceki çabalarda edinilen kazanımların ve Genel Sekreter’in Crans Montana’daki konferansta “sözlü olarak paylaştığı 6 maddenin korunması, yeni bir çabanın da bu zemine dayandırılması gerektiğini” gerektiğini öne sürdü.

Mektubunda, Ada’nın jeopolitik önemine de yer veren Hristodulidis, Rum yönetiminin Doğu Akdeniz ve Orta Doğu ülkeleriyle verimli siyasi ortaklıklar ve iş birlikleri arzu ettiğini ve Güney Kıbrıs’ın “insani destek ve yardım sunma konusunda BM’nin emrinde olduğunu” iletti.

New York’taki gayriresmi yemekte, çok taraflı görüşmenin hangi kombinasyonda olacağı konusunun tartışıldığını yazan gazete Hristodulidis’in 14 Ekim’de İngiltere Başbakanı Keir Starmer’dan, İngiltere’nin katılacağını garantilediğini (Crans Montana’da İngiltere, Avrupa Bakanı tarafından temsil edilmişti) belirtti.

Gazete, Hristodulidis’in ziyareti öncesinde dörtlü görüşme gerçekleşirse Londra’nın bundan rahatsız olmayacağının ima edildiğini, BM’de de Yunanistan’ın dörtlü görüşmeyi kabul ettiği izlenimi olduğuna işaret etti, “sonunda, Yunan tezinin Rum yönetiminin beşli görüşme tezi ile örtüştüğünün netleştirildiğini” ekledi.