Adıyaman’dayız.. Saniyeler içinde kum yığınına dönen Grand İsias Otel’in enkazında..
35’i Kıbrıs Türkü’nün geleceği, Gazimağusa TMK’nın başarılı voleybolcuları toplamda 72 kişiye mezar olan İsias’ta..
Betonundan demirine, sıvasından şapına her noktasından sahtekarlık akan bu otele hayat verenlerle hesaplaşacağız yeniden..
3-6 Ocak’taki ilk duruşmada yüzsüzlükleri, utanmazlıkları ve yaptıkları sahtekarlıkları gizlemek için kullandıkları o iğrenç maskeyi yine giyecekler, yine martavallar okuyacaklar..
Yalnız unutuyorlar; gerçeklerin elbet bir gün ortaya çıkma gibi bir huyu vardır!
Aileler, bizler.. Demir çiğnesek de adalete olan güvenimizle tüm sahtekarlıkları ortaya koymaya, bilir kişi raporları ile mahkeme heyetinin adil karar üretmesi için mücadele etmeye devam edeceğiz..
Bizlerin kalbi 6 Şubat’tan bu yana İsias’ta atmaya devam etse de, koca bir şehirdeki yıkıntı, nice hayallerin söndüğünü gözler önüne seriyor..
Elbette doğal afetin sorumluluğunu kişilere yükleyemezsiniz ancak kimi yapılar sapasağlam dururken, kumdan kale gibi yıkılanların sahipleri, müteahhitleri, onay makamları.. Kısacası o yapılara hayat verenlerin tamamı sorumluluktan kaçamamalıdır!..
Minicik canlar yitip giderken, geriye bir daha yaşadıkları hayattan zevk alamayan acılı aileler kalırken…
Hukuk sisteminde kısasa kısas uygulaması olmayabilir, can alanların canları alınmayabilir belki ama nefes aldıkları müddetçe bir daha gün yüzü görmemeleri sağlanabilir..
İşte bir avuç Kıbrıs Türkü’nün beklentisi budur.. Geleceğimizi, evlatlarımızı bizden alanlar, son nefeslerine kadar demir parmaklıkların arkasında kalmalıdırlar..
Böylesi bir ruh haliyle bugün bir kez daha Adıyaman adliyesinde olacak, canımızdan can koparanların karşısında dimdik durup adalet arayacağız..