KKTC

Meclis’te ‘Başkanlık krizi’ ve yaşananlar

Aytuğ Türkkan'ın köşe yazısı...

Malum pazartesi günü Meclis Başkanı seçilecekti.. UBP kurultayından sonra gözler bu seçime çevrilmişti. Bir kriz beklentisi vardı ancak 5. turda biter görüşü ağır basıyordu. Ama ilk sürpriz UBP Grubundan geldi. Faiz Sucuoğlu’nun ‘adaylığı tamam’ denirken UBP’li vekiller Zorlu Töre ismini ön plana çıkardı. 4 tur sonucunda Zorlu Bey seçilmeyi başaramayınca Başbakan Ünal Üstel, sorunu çözmek adına Kutlu Evren kozunu ortaya koydu ama o formül de tutmadı.

10 dakikalık Meclis arası sabaha kaldı. Meclis’te ilkler yaşanıyordu.. UBP tarafında gece boyunca Kutlu Evren ismi üzerinde çalışma yapıldı, vekillerin ikna edildiği ifade edildi. Bizzat bendeniz dün sabah Meclis’te karşılaştığım Kutlu Evren’e konuyu sordum ve “Arkadaşlar onay vereceğini söylüyor” diyerek krizin son bulacağına inanç belirtmişti.

Meclisin açılıp oylamanın yapılacağı düşünülürken öyle olmadığı çok geç olmadan anlaşıldı..

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar bu krizin içinde Ankara’ya büst açılışına gidince Zorlu Töre Cumhurbaşkanlığına vekalet etmeye başladı, Meclis Başkanlığı da CTP’li Fazilet Özdenefe’ye kaldı. Sabah saatlerinde Özdenefe Meclis Danışma kurulunu toplayıp işi bitirme eğilimindeydi ama CTP grup toplantısı sonrasında “Krizi yaratanlar çözsün” tavrını takındı. Yani Özdenefe Meclisi açmayacaktı. Bu noktada UBP Grubu toplandı, hukukçuları çağırdı UBP “En yaşlı üye ile Meclis açılır mı?” sorusuna cevap aradı. Bunun da yasal olmadığı sonucu ortaya çıkınca yasal olan tek yöntemin Zorlu Töre’nin koltuğu devralması olduğu netleşti. İşte bu noktada gözler Cumhurbaşkanı Tatar’a döndü, zira ülkeye bir an önce gelmeli ve Zorlu Bey de Meclis Başkanı olarak Meclis’i açmalıydı.

Tatar Keçirören’de bir parkta büst açılışı yapacaktı ancak telefon trafiği hız kazandı ve bir an önce dönmesi istendi. El mecbur ilk uçakla Cumhurbaşkanı geri döndü, O’nu bizzat Başbakan Ünal Üstel karşıladı.. Sonra beraber Cumhurbaşkanlığı’na gittiler çünkü bir sorunu çözerken bir başka sorun ortaya çıkıyordu. Meclis Başkanlık hayali suya düşen Zorlu Töre “madem ki benim adaylığıma onay vermiyorsunuz ben de bu danışma kurulunu toplamam, Meclisi açmam” diye tutturmuştu. Cumhurbaşkanlığındaki zirvede elbette ikna edilmesi gereken Zorlu Bey de vardı ancak ikna süreçleri işe yaramadı.. Cumhurbaşkanlığı’ndaki toplantıdan ilk olarak Töre ayrıldı.. Biz Zorlu Beyin Meclise gelmesini beklerken, kendisini iyi hissetmediği için hastaneye gittiği bilgisi geldi. Bu bilgiyi teyit etme gayretimiz sürerken jet hızıyla Başbakan Üstel Meclise geldi ve hemen UBP Grubunu topladı.

Sıcak saatler birbirini kovalıyordu.. UBP Grubu “ne yapacağız?” sorusuna cevap ararken, Zorlu Töre tansiyon sorunu nedeniyle Kolan Hastanesi’nde tedavideydi..

Ali Pilli de yine tansiyon nedeniyle Güzelyurt’taki sağlık ocağında yatıyordu..

Parti içi oylamada yarış dışı kalan Faiz Sucuoğlu zaten hiç meclise gelmemişti.. Yine de UBP’nin 26’sı vardı..

Tüm bunlar yaşanırken CTP’li vekiller ise erken seçim için Aralık tarihini zikretmeye başlamıştı..

Gergin bekleyiş sırasında Erhan Arıklı ortaya çıktı ve “Meclis Başkanı Zorlu Töre hastanede, raporu da var. Bu nedenle Meclis Başkan Yardımcısı Fazilet Özdenefe Meclisi açmak zorunda, bu konuda yazılı talepte bulunduk” dedi ve böylelikle topu CTP’ye attı.

Daha sonra Başbakan Ünal Üstel sahneye çıktı ve benzer açıklamayı o da yaptı.

Şimdi sıra Tufan Erhürman’daydı.. Erhürman “bir gece önce ben ve Ünal Bey ortak bir kağıda imza koyduk ama Zorlu Bey gereğini yapmadı. Bugün ne değişti 27 oyları varsaydı dün Meclisi açsalardı” diyerek Meclisi açmayacaklarını net bir şekilde ortaya koydu..

Açıklama sırası Başbakan’daydı..

Ancak öncesinde ilk kez başkansız bir Meclis oturumu gördük.. Hükümet vekilleri salona girdi, CTP’li vekiller ise buna itiraz etti.. Bu görüntü verildikten sonra Başbakan 26 vekil ile basın mensuplarının karşısına geçti.

“Biz içerdeki sorunlarımızı çözdük, meclis başkanımız hastanede, CTP Meclisi açmalı ve çalışmaya devam etmeliyiz” dedi.

Günün sonunda karşılıklı suçlamalar ile 48 saat geride kaldı.. Bugün ne olacak kimse bilmiyor, yaşayıp göreceğiz.