OLMAMIŞ GİBİ Mİ DAVRANALIM?

“Sahte Reçete skandalı” gazetelerin hemen hepsinde manşetler böyle. 
Olay büyük tabi ki, Sosyal Sigortalının üç kuruş parasına göz dikilmiş, devlet de vatandaş da soyulmuş. 
İddia büyük, yargının ve polisin süreci yakından ve titizlikle takip ettiği gibi yaşanan bu olayı sokaktaki her vatandaş istisnasız aynı titizlikle takip ediyor. 
İlk olarak yayıncılık etiği anlamında şunu belirtmek isterim; Gündem Kıbrıs olarak bizler hiçbir zanlının mesleği ne olursa olsun isimlerini açık vermedik, fotoğraflarını da açık vermedik. Sırf bu yüzden kendi takipçilerimiz tarafından zaman zaman yerden yere vurulduk, bazı takipçilerimiz takipten çıktı ama yine de etik kuralları ihlal etmedik. Ne zaman ki, iddia makamı suçu ispat eder o zaman tabi ki, isimleri de fotoğrafları da açık şekilde vereceğiz. 
Bu durumu izah ettikten sonra, gelelim meselenin özüne. 
Üç kuruş parası olan sigortalıyı çalacaksın, ilaç bulamayan vatandaşı süründüreceksin, sahte reçete düzenleyecek hatta sahte hasta yaratacaksın peki ne uğruna? 
Para, doyumsuzluk, servetinize servet katmak uğruna mı? 
Tutuklular özünde yazmıyorum bunları belki de masumlar bilemeyiz şimdilik. 
Suçu kanıtlanana kadar herkes masum kabul ediyorum ama birileri de bu suçu ahlaksızca işledi, bazılarınız da bunu kabul etmelisiniz. 
Birileri reçeteleri sahteledi, birileri olmayan insanlara reçete yazdı, birileri hasta insanların ilaç kotasını doldurdu paraları da cebe indirdi. Şimdi o masum, bu masum, şu masum ise suçu kim? 
Kim bu birileri? 
Sıradan vatandaşlar doktor reçetelerini çaldı ve sigorta sistemine girerek paraları cebe mi indirdi? 
Sıradan vatandaşlar eczanelerden ilaçları çaldı ve olmayan insanlara ilaç mı sattı? 
Kimlerdir peki bu vurgunu yada daha açık bir dille ifade edecek olursam hırsızlığı yapanlar. 
Eczacılar Birliği , Serbest Çalışan Hekimler Birliği, Tabipler Birliği gibi sağlık alanındaki birlikler açıklamaları peş peşe yaptılar ve soruşturmaya destek belirttiler. Bu güzel bir yaklaşım bana göre tüm camia da aynı desteği vermeli. En çok da tutukluların aile yakınları ve sevenleri destek vermelidir. Malum masumiyet varsa en kısa sürede ortaya çıkmalı ve aklanmalı değil mi. 
Ama bir bakıyorum sosyal medyada birliklerinden bağımsız “Tüm eczacılar adına bazıları bireysel paylaşım yaparak naptı size bu eczacılar, suçu kanıtlanmadı arada kaynadı vs…vs…” gibi basın mensuplarını hedef alan açıklamalar, hatta vatandaşı hastayı suçlayıcı ithamlar paylaşılıyor. 
“Beni gece aramayın ilaç isterim diye açmam artık” diyenler bile var eczacı arkadaşların içinde. 
Peki ne istiyorsunuz? Sormayalım  mı? Kapansın mı bu ahlaksızca yapılan yolsuzluk soruşturması? 
Ne istiyorsunuz basın yazmasın, yorumcular konuşmasın mı?  Yâda belki de olmamış gibi mi yapalım?