Cumhurbaşkanı Tatar, yazılı açıklamasında, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’i eleştirdi, Hristodulidis'in Rum halkı nezdinde kaybettiği desteği geri kazanma çabasıyla yeni bir gündem yaratmaya çalıştığını kaydetti.

Tatar, “Rum lidere tavsiyem; kendi halkını kandırmaktan vazgeçmesi, sahadaki gerçekleri içselleştirmesi ve iki devlet, iki halk ve bölgemizin yararına olacak işbirliği çağrılarımıza olumlu yaklaşmasıdır” ifadelerini kullandı.

Rum liderin, ABD seçimleri öncesinde, 20 Ocak’ta görevi ABD’nin yeni Başkanı Donald Trump’a devredecek Joe Biden’le görüşmesini suiistimal etmeye devam ettiğine işaret eden Tatar, bu görüşmeden hedeflediği getiriyi alamayan Hristodulidis’in şimdi de NATO’ya üye olmaktan bahsetmeye başladığını belirtti.

Cumhurbaşkanı Tatar, şöyle devam etti:

“Genelde Rum liderin yanılsamaya dayalı açıklamalarına yanıt verme değeri görmemekle birlikte, Hristodulidis’in bu çabalarının kamuoyumuzda yer almaya başlamasından dolayı halkımızı doğru bilgilendirmek adına bu açıklamayı yapma gereği duydum.

Kuzey Atlantik Antlaşması Teşkilatı yani NATO, 4 Nisan 1949 tarihinde imzalanan Washington Antlaşmasıyla kurulmuştur. Bu Antlaşmanın 10. Maddesinde üyelik süreci açıkça ortaya konmaktadır. İlgili maddenin sorgulanmaya açık yanı da yoktur. Üyelik süreci ancak ve ancak tüm üyelerin oy birliğiyle başlayabilir. Yani ne kendiniz bunu yapabilirsiniz ne de tek başına başka bir ülke sizin adınıza bunu gerçekleştirebilir.

Meteoroloji Dairesi’nden depreme ilişkin açıklama: Orta şiddette Meteoroloji Dairesi’nden depreme ilişkin açıklama: Orta şiddette

Rum liderliğinin böylesine cüretkâr açıklamalar yapabilmelerinin en büyük sebebinin AB’ye katılım süreçleri olduğu değerlendirilebilir. O zaman AB’nin genişleme sürecini baltalayacağı tehdidinde bulunan Yunanistan, AB üyelik kriterlerine, özellikle siyasi kriterlerine uymamasına rağmen GKRY’nin üyelik sürecinin başlatılmasını sağlamıştı. AB kendi koymuş olduğu kriterlerin hilafına Rum yönetiminin bu süreci tamamlamasına izin vermiş ve nihayetinde kapsamlı çözümü reddeden Rum tarafına tam üyelik statüsü vermiştir.

NATO bu örnekten farklıdır. Keyfi siyasi kararların alınabileceği bir teşkilat değildir. Orada Rum tarafının bu türden girişimlerinin başlatılamayacağının teminatı, NATO’nun en önemli üye ülkelerinden olan Türkiye Cumhuriyeti bulunmaktadır. Nitekim bu gerçekliği teyit eden güçlü bir açıklama da dün Türkiye Cumhuriyeti Savunma Bakanlığı tarafından yapılmıştır. Türkiye Savunma Bakanlığı yaptığı açıklamada, NATO’nun genişleme kararlarının oybirliği ile alındığını hatırlatarak, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin söyleme dayalı bu girişimlerinin dahi Türkiye açısından kabul edilemez bir gelişme olduğunu belirtmiş ve bu girişimlerin Kıbrıs meselesindeki hassas dengeyi bozacağını ve Ada’da iki taraf arasında gerçekleşebilecek olası süreçleri olumsuz etkileyeceğini vurgulamıştır.”

Cumhurbaşkanı Tatar, Rum liderin açıklamalarında yasadışı Rum Milli Muhafız Ordusu’nun Türkiye’ye karşı caydırıcı güç olma hayalini güçlendirmek için bunu yaptıklarından da bahsettiğini ifade ederek, Rum liderin söylemlerinin, aslında esas amacının; NATO’nun en kilit ve önemli ülkesi olan Türkiye’ye karşı bir hamle olarak özetlenebileceğine dikkat çekti.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 20 Temmuz 1974’te adaya barışı getirdiğini ifade eden Tatar, “O mutlu günden beridir, geleneksel Rum zihniyete rağmen, kahraman Mehmetçik mevcudiyeti ve caydırıcı gücüyle tüm Adada barış ve huzur ortamını sürmesini sağlamaktadır” dedi.