Ombudsman İlkan Varol, din, dil, ırk ayrımı gözetilmeden Anayasa karşısında herkesin eşit olduğunu vurguladı.
Varol, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Anayasası ve Ombudsman yasasının insan hakları konusunda bünyelerinde barındırdığı eşitlikle ilgili maddelere vurgu yaparak, ülkede din, dil, ırk ayrımı yapılmaksızın herkesin yasalar karşısında eşit olduğunu kaydetti.
Varol, Dubai’de Avrupa Ombudsmanlık Enstitüsü tarafından davet edildiği konferansta “Dini Haklara Odaklanarak, Ayrımcılığa Karşı Korumada Ombudsmanın Rolü” konusunda konuşma yaptı.
Dini haklara odaklanarak ombudsmanın ayrımcılığa karşı korumadaki rolünü ele alan Varol, Ombudsman’ın birçok ülkede bağımsız bir kamu kurumu veya kişi olarak, vatandaşların ve toplumun haklarını ve çıkarlarını korumayı amaçlayan önemli bir role sahip olduğunu vurguladı.
“Ombudsmanlar önemli rol oynar”
Dini hakların önemine vurgu yaparak, ombudsmanların bu hakların korunmasında önemli bir rol oynadığını dile getiren Varol, “Dini haklar nedir ve neden bu kadar önemlidir? Dini haklar, bireylerin inançlarına göre ibadet etme, dini törenleri yerine getirme, din değiştirme veya inançlarını ifade etme özgürlüğünü içerir. Bu haklar, insan hakları evrensel beyannamesi ve diğer uluslararası belgelerde de koruma altına alınmıştır. Din ve inanç özgürlüğü, demokratik toplumların temel taşlarından biridir ve insanların özgürce inançlarını yaşamalarına olanak tanır.” ifadelerini kullandı ve Ombudsmanların bağımsız ve tarafsız olduğunu vurguladı.
“Şikayetler incelenir, soruşturulur ve raporlanır…”
“İnsanların dini haklarının ihlal edildiği durumlarda, ombudsmanlar şikayetleri inceleyebilir, soruşturabilir ve bu hakların korunmasını sağlayabilirler. Ayrımcılığa karşı mücadelede de etkili bir rol oynarlar.” diyen Varol, ayrımcılığın, dini hakların ihlaliyle sık sık ilişkilendirildiğini kaydetti ve “Ombudsmanlar, ayrımcılığa maruz kalan bireylerin şikayetlerini dinler ve bu şikayetleri değerlendirirler. Eğer ayrımcılık varsa, bu durumu tespit ederler ve gereken adımları atarlar. Ayrımcılığa uğrayan kişilere destek sağlarlar ve eşitlik ilkesini korumaya çalışırlar. Böylece toplumun daha adil ve eşitlikçi bir yer haline gelmesine yardımcı olurlar.” dedi.
“İnançlarını özgürce yaşayabilen bireyler daha mutlu…”
Ombudsmanların dini hakların korunmasında, toplumların daha çeşitli ve hoşgörülü hale gelmesine katkı sağladığına dikkat çeken Varol, inançlarını özgürce yaşayabilen bireylerin, daha mutlu ve sağlıklı toplumlar oluşturduklarını kaydetti.
Ayrımcılığa karşı mücadelede ombudsmanların rolünün, toplumsal barışın korunmasında da kritik bir öneme sahip olduğunu vurgulayan Varol, tüm bu hususların değerlendirdikten sonra KKTC’nin mevzuatına da baktığı zaman dini haklarla ilgili çok önemli düzenlemeler olduğunu belirtti.
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin ve bu gibi uluslararası düzenlemelerin KKTC mevzuatına dahil edildiği ve bağlayıcılığının sağlandığının net bir şekilde görülmekte olduğunu kaydeden Varol, bunun yanı sıra normlar hiyerarşisinin en tepesinde bulunan KKTC Anayasası’nda da eşitlik başsağlığı altındaki düzenlemenin görüldüğünü kaydetti.
Varol şöyle devam etti:
“Anayasa madde 8’e göre, herkes hiçbir ayrım gözetilmeksizin Anayasa ve yasa önünde eşittir. Hiçbir kişi aile, zümre veya sınıfa ayrıcalık tanınamaz. Devlet organları ve yönetim makamları bütün işlemlerinde yasa önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek ve ayrıcalık yapmamak zorundadırlar.
Bunun yanı sıra Anayasa’nın 23. maddesinde, vicdan ve din özgürlüğü başlığı altındaki düzenlemeyi de görmekteyiz.
Anayasa 23. madde şöyle demektedir,
Herkes vicdan, dini inanç ve kanaat özgürlüğüne sahiptir. Kamu düzenine, genel ahlaka veya bu amaçla çıkarılmış yasalara aykırı olmayan ibadetler, dinsel ayin ve töreler serbesttir.
Kimse ibadete, dinsel ayin ve törenlere katılmaya, dini inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; dini inanç ve kanatlarından dolayı kınanamaz. Din eğitim ve öğretimi devletin gözetim ve denetimi altında yapılır.”
Dini inanç özgürlüğünün, ibadetler, dinsel ayin ve törenlerde de çok net şekilde koruma altına alındığına dikkat çeken Varol, Ombudsman’ın bir konuda haksızlığa uğradığını iddia eden bir kişinin şahsen yapacağı müracaat üzerine harekete geçebileceği gibi basında çıkan haberler, elde ettiği duyumlar, yaptığı gözlemler sonucunda da resen harekete geçip soruşturma başlatabileceğini vurguladı.
Ombudsmanlığın, hiçbir şekilde ayrım yapılmadan herkesin başvurusunu yapabileceği bir kurum olduğunu dile getiren Varol, KKTC’de hak ihlaline uğrayan kişilerin mağduriyetinin yapılan soruşturma ve raporlama sonucunda giderildiğini kaydetti.
KKTC’de yürütsel yetkisi olan organ, makam, teşkilat ve kamu kurum kuruluşlarının ifaa etmiş oldukları hizmetlerin yürürlükteki mevzuata uygunluklarını ve yerindeliklerini denetlemek soruşturmak ve rapor sunmak ve ilgi makamı uyarmak şeklinde düzenlendiğini kaydeden Varol, “bu düzenlemelerde de görüleceği üzere hiçbir ayrıma tabi tutulmadan her bir kişinin yapacağı hak ihlali şikayeti kabul edilip işlem başlatılmakta, gerekli prosedür tamamlanıp idare uyarılmakta ve bununla birlikte hak ihlali saptanması durumunda giderilmesi konusunda tedbirler alınmaktadır.” İfadelerini kullandı.
Ombudsmanların dini hakların korunmasında ve ayrımcılığa karşı mücadelede önemli bir role sahip olduklarını vurgulan Varol, “Ombudsmanların bağımsızlık ve tarafsızlık özellikleri, dini hakların korunması ve toplumsal adaletin sağlanmasında büyük önem taşır. Bu nedenle, ombudsmanların çalışmalarını desteklemeli ve dini hakların herkes için korunmasını sağlamalıyız.” dedi.
Konferans’ta Ombudsman İlkan Varol’a KKTC Abu Dabi Temsilcisi Umut Koldaş eşlik etti.