Dün ve bugün Meclis toplanmadı ya biraz garipsedim doğrusu. 12 gün boyunca mesai yapmıştık oysa! Hem de her bir anı Nasreddin Hoca’lık… Her bir oylama “Aziz Nesin burada olsa da bir şeyler karalasa” dediğimiz bir süreci yaşattılar topluma.
Meclis Başkanı seçilecekmiş, UBP’li vekiller bir alem, hükümeti oluşturan diğer iki partinin vekilleri başka bir alem!
29 vekile sahip hükümet 26 evet oyu bulamıyor. 12 günde 15 tur oylama yapılıyor. Şaka gibi ama maalesef ki gerçek! 15 turun sonunda bir Meclis Başkanı seçiyoruz ama o da tam değil! Mühürler “geçerli miydi, geçerli değil miydi?” tartışıp duruyoruz!
“Olsa ne, olmasa ne? Toplansanız ne, toplanmasanız ne?” diyor vatandaş ve ekliyor; “Kendi siyasi ikballeri ve hırsları için toplumun beklentilerini hiçe sayan insanlar topluluğu!”
Evet, bu cümleler Meclis’teki vekiller için kullanılıyor! İktidar muhalefet diye çok da ayırt edilmeden.
Yaşananları tek bir kelimeyle özetlemiş ve “rezalet” demiştik sosyal medya paylaşımımızda. Buraya da notumuzu düşelim, bu rezaleti bu topluma yaşatanlar umarım bir daha siyaset sahnesinde boy gösteremez diye bir temennide bulunsak; tutar mı? Pek inanmasak da yine de biz bu arzumuzu ortaya koyalım!
Muhalefet deseniz başka alem. “Bu sorun sizin, siz çözeceksiniz.” diyerek ‘kişisel’ bir kavgayı toplumsal bir soruna eviriyor, Meclise kilit vurarak! Bu da oldukça yanlış bir tutumdu ama sorduğunuzda “siyaset işte” deniyor!
Oysa benim bildiğim siyaset insanların hayatını güzelleştirmek için yapılır, cehenneme çevirmek için değil!
Bu yaşanılanlardan sonra toplumda artık Meclis’in varlığı ve yokluğu tartışılıyor… Yani kısaca “ne işe yararsınız” diye soruyor toplum. İktidarına da muhalefetine de…
Zaten Türkiye Cumhuriyeti olmasa geçtim, su ve elektriği; bu ülkede ne bir okul, ne bir hastane, ne bir yol, ne bir cami olacaktı.
Her şeyi Türkiye yapacaksa “bu Meclis’e, bu hükümet yapılanmasına ne ihtiyaç var” diye sorgulandığında canımız da sıkılmamalı!
4’lüsünden, üçlüsüne, hatta iki büyük partisine ve hatta tek başına iktidarları bile görüp yaşadık bu coğrafyada! Her zaman şikayet ettik, ama böylesine bir rezalet yaşamadık!
Zorlu Töre Bey’in “Yüce Meclis” sözü bile dalga konusu oluyor artık.. O dereceye geldik!
Meclis halka dokunamıyor, kişisel hırslara sahne olup itibar kaybediyor.
Yeni Başkan, muhalefetin canı çekerse yeni başkan yardımcısı ve yeni katipler seçeceğiz! Seçimin toplumdaki algısına bakarsak; “Birileri koltuk kaybedecek, birileri de koltuk kazanacak!”
Bu kadar basit! İşte siyasete güven bu nedenle yerlerde sürünüyor.
Hükümet durumu koruma derdinde, muhalefet erken seçimle daha fazla sayıda koltuk kapma!
Vatandaşın derdi ise hak getire!
Hal böyle olunca, hayallerde kalıyor muasır medeniyet…